Nöbetçi Eczaneler
Futbolla yakından ilgilenenler bilir. Genel anlamda futbolcular iki kategoride değerlendirilir.
İlk bölümdeki futbolcular 90 dakika boyunca durmadan, yorulmadan koşar, ter akıtır.
Bir orkestra şefi gibi takımı idare eder, arkadaşlarını yönlendirir. Maçın kazanılmasında sessiz sedasız ama büyük bir emek harcar.
İkinci bölümde ki futbolcular ise 90 dakika boyunca saha da aylak aylak gezinir. Tribüne yönelik bir iki hareket sergiler. Rakip takımın önünde buyur at misali kendisine topu ağlarla buluşturur. Ardından da bir iki artistik hareket yapar. Seyirciye selam gönderir.
Maçın kahramanı ilan edilir, en büyük alkışı alır, primlere ve ödüllere boğulur. Basın yayın organlarında bol bol yer alır.
Kamu kurum ve kuruluşlarını bir futbol takımı olarak kabul edersek , benzer bir durumun karşımıza çıktığını görürüz.
Kimi kurum müdürleri ilk bölümde ki futbolculara benzer. Görev süresince ekibi ile birlikte dürüst ve samimi bir şekilde çaba harcar. Bu uğurda personeli ile de fazla çalıştırdığı içinde yüz göz olur.
Tabiri caizse halk deyimiyle kamunun yükünü sudan çıkarır. Kamunun, toplumun nezdinde ki yerini yükseltirler.
Bütün bunları taze gelin mahcubiyetinde sessiz sedasız ve reklamsız bir şekilde yaparlar.
İkinci bölümde ki kamu kurum ve kuruluş yöneticileri ise hep şov peşindeler. Kendileri çalışmadıkları gibi personellerini çalışma konusunda fazla sıkıştırmazlar. Asgari çalışma ile yetinirler. Bu yüzden personel tarafından sevilir ve baştacı edilirler.
Bunlar fırsatçı futbolcular gibi tribünleri ayağa kaldırmak için hiçbir fırsatı kaçırmazlar. Arada bir gol atıp kahraman olur ve diğerlerinin çok daha fazla önüne geçerler.
Buraya kadar okuduklarınızın ardından şu soruyu sorduğunuzu işitir gibiyim;
Hangi kurum müdürü hangi kategoride değerlendirilir melidir?
Bu sorunun cevabını da size bırakalım. Okuduklarınızın ışığında tanıdığınız kamu kurum ve kuruluş müdürlerini değerlendirin.
Yani siz kendiniz karar verin.
