Gazeteci Yazar Ayhan Mergen Yazdı, Bir önceki yazımda göç olgusunu ele almaya çalışmıştım. Bu konuyu bu yazımız da ele almaya devam edeceğiz.
Bilinçsizce göç eden hemşerilerimizin durumunu incelediğimizde bunların önemli bir bölümünün hayal kırıklığına uğradığını görüyoruz.
Buradan ayrılırken büyük umut ve beklentiler içerisinde olağanüstü hayaller kurarak yeni bir hayata doğru yelken açıyorlar.Giderken de herkesle vedalaşır, helallik isterler.
Tabiri caizse Erkan Yolaç’ın meşhur yarışması “ Evet Hayırda “ olduğu gibi mehter marşıyla gidiyorlar.
Ancak gittikleri yer Aziz Nesin’in İstanbul için yazdığı gibi “taşı toprağı” altın olmadığını görüyor ve hayal kırıklığı yavaş yavaş başlıyor.
Hayat pahalılığı, yüksek ev kiraları ve burda olmayan pahalılık açık veren aile bütçeleri bel bükmeye ve huzur bozmaya başlıyor. Aile bireyleri arasında kavgaya dönüşen sürtüşmeler. Kısacası sarsılmaya başlayan aile birliği ve mutsuzluk .
Bazı hemşerilerimiz erken bir zamanda bu tehlikenin farkına vararak aile bireylerini toplayarak gel köyümüze dönelim diyorlar.
Ancak bunlar dönerken kanatları kırık sanki bir hata işlemiş gibi sessiz sedasız bir şekilde bir kenara oturuveriyor. Tabiri caizse Erkan Yolaç’ın yarışmasında ki İzmir Marşı söylemi gibi.
Sevindirici bir gelişme geri dönenlerin sayısı her geçen gün artıyor. Bunların hepsini doğru bir karara vardıkları için tebrik ediyorum.
Kabul etikleri takdirde bu hemşerilerimizin her biriyle görüşüp, tebrik etmek ve duygularını almak ve sizlerle paylaşmak isterim.
Bunu yaptığımızda en azından göç etmeyi düşünenleri biraz uyarmış oluruz.