Kilosu 500 TL Olan Bıttım Bize Bir Mesaj Vermiyor Mu?

Bıttımın kilosu 500 TL ye dayandı. Başka bir anlatımla bir kilo bıttım  yarım gram altın denektir.

Üstelik pekte.  bulunmuyor.Kuruyemişçilerde araki bulasın.

Peki bu durum bize bir mesaj vermiyor mu? Daha doğrusu vermesi gerekmiyor mu?

Her işte olduğu gibi bu iştede plansız programsız çalıştığımızı göstermiyor mu?

Dilerseniz şöyle bir yarım asır öncesinin Siirt’ine gidelim ne demek istediğim daha iyi anlaşılır.

1950’li 1960’lı yıllarda Siirt il merkezi ile Tillo ilçesi ile bunlara bağlı bazı köylerde bağcılık yoğun bir şekilde yapılıyor ve önemli miktarda üzüm üretimi yapılmaktadır. Ancak hemen her bağın olmazsa olmazı bıttım ve badem ağaçlarıydı. Bütün bağlarda bir kaç tanede olsa bile bıttım ağacı bulunuyordu.

Ancak 1950’li yıllarda fıstıkçılığın yaygınlaşmaya başlaması ile birlikte bu ağaçlar birer birer aşılanmaya ve fıstığa dönüştürülmeye başlandı.

Kesin bir rakam olmamakla birlikte o yıllarda 20 binler civarında olduğu tahmin edilen bıttım ağacı sayısı tamamına yakını Tillo ilçesi ve bağlı köylerinde olmak üzere bin civarına düşmüş durumda.

Şimdi bir çok bahçe sahibi ciddi ciddi geriye dönüşü düşünüyor. Yani fıstık ağaçlarına bıttım aşısı yaparak tekrar aslına döndürmek istiyor.

Oysa o yıllarda geleceğe ilişkin doğru projeksiyon tutulabilmiş olunsaydı, bu durum yaşanmazdı.

Bundan fıstığa karşı olduğum sonucu çıkarılmasın. Vurgulamak istediğim nokta plansız programsız çalışma huyumuzdur.

Zararın neresinden dönülürse kardır?Tez vakitte gerekli planlama yapılıp, bu toprakların asli ürünü olan bıttıma gereken önem verilmeli ve yeteri kadar alan ayırılmalıdır.

Unutmayalım ki bıttım hastalıklara ve susuzluğa karşı daha dayanıklıdır.