Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Erhan Akın

Ön Yargı!

Sevgili okur;

Ön yargının ne olduğu ile ilgili konuşunca çoğumuz adı üstünde ön yargıyı, bir olay ya da durum karşısında peşinen hüküm verme olarak açıklayabiliriz. Sözlük anlamından ziyade; önemli olan bu kavramla ilgili farkındalığa sahip olmaktır.

Peşin hüküm vermek, araştırmadan sonuca ulaşmak, tabiri caiz ise neyin ne olduğunu anlamdan hızlıca ilgili konu hakkında fikir beyan etmek. Ama sadece fikir beyan etmekle kalmamak. İkincisi “ön yargı” kavramının hayatımızdaki etkisini daha doğrusu yıkımını gösterir bizlere. Fikir beyan etmekle kalmayıp bununla ilgili harekete geçmek. Sağlam bir temeli olmayan bir hareket ya bize ya da karşımızdakine zarar verecek ve toplumsal düzeni yıkan etkenlerden biri olacak.

Tarihte kan davaları, büyük toplumsal olaylar bu tarz yanlış anlaşılmalar sonucunda meydana gelmektedir. Bu yanlış anlaşılmalar ortadan kaldırılarak yıkıcı etkileri olan bu sıkıntılar aşılmaya çalışılmaktadır. Yani bedeller ödendikten sonra yanlış anlaşılmalar ortadan kaldırılıyor genellikle. Sözlü ve yazılı tarihte bunları öğreniyor ve maalesef günümüzde ise şahit oluyoruz buna.

Peki, bu denli yıkıcı etkileri olan ön yargıları ortadan kaldırmak mümkün müdür sevgili okur?

Kiminizin evet kiminizin ise dudak büküp zor dediğini duyar gibiyim. Zor diyenlerden başlayalım. Gerçekten de zor bir iş insanların alışkanlıklarını değiştirmek. Alışkanlık diyorum çünkü ön yargı bir alışkanlıktır.

Nasıl mı?

Toplumda insanların kanıksadığı ve kimsenin pek de düzeltmekle uğraşmadığı bir alışkanlık. Sıradanlaşma, tepkisiz bırakılma ve inandırıcı görülme bir davranışı ya da tepkiyi alışkanlık haline getirir bence. İşte toplumsal tepki olmayınca da bireyler arasında ön yargı sıradanlaşır ve doğru bir davranış gibi görülmeye başlar. Bu başlangıç aslında birçok iyi davranışın da sonunu getirmektedir.

Sevgili okur; bir yerde eğer iyilik, kötülük karşısında çaresiz bırakılıyorsa orada işler rayından çıkmış demektir. Artık birçok kötü hâl ve hareket normalleşmeye ve iyi şeyler saklı tutulmaya başlamaktadır. Yine tarihe ve günümüzde az da olsa yaşanan kan davaları, kadına şiddet, evrensel ve insani değerlere aykırı töreler bunun göstergesidir. İşte bu yüzden ön yargıları düzeltmekten başka şansımız yoktur. Evet, büyük çoğunluğumuz dudak büküp zor diyebilir ama imkânsız demiyor kimse, dememeli de.

Herkes imkâna fırsat tanımalı ve üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmelidir. İlk yazılarımızda da belirttiğimiz gibi önce kendisi ile işe başlamalı. Kendisine karşı dürüst olup ön yargılarını kırmalıdır. Eğer kendimize karşı ön yargılarımızı yok edersek başkalarına karşı çok daha başarılı oluruz. Ve böylece topluma dönük büyük bir hareketin başlangıcını yapmış oluruz. Kötüye karşı iyiyi ortaya koyarak yanlışların normalleşmesini engelleriz.

Yanlışlar ortaya çıkmadan önü kesilirse birçok kötü alışkanlığımız da ortaya çıkmadan sönüp gidecektir.

Ne gibi mi?

Bizi evrensel ve insani değerlerden uzaklaştıran her şey gibi. Bizi ailemizden, toplumuzdan farkında olmasak da koparan şeyler gibi. Yarınımızı, çocuklarımızı, iyi ve güzel şeylerimizi yok eden tüm kötü davranışlarımız gibi. Ve bu yazımızın konusu olan ön yargılarımızı yok etmek gibi.

Bu kadar kolay mıydı?

Değil bette. Çok daha zor. Ama biz bu yazımızla başlangıç noktamızı belirttik. İşimizi kolaylaştırdık. Görev dağılımında bulunduk. Her zamanki gibi en büyük sorumluluğu yine kendimize ayırdık. Ön yargının şifrelerini kırmak için yapacaklarımıza odaklanıp doğru yolda ilerlemeye başlamamız gerektiğine kanaat getirdik.

Bu yolda, elimizdeki en büyük güç olan “iletişim” ile ilgili haftaya konuşmak dileği ile…

Sevgi ile kalın…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Seni Gidi Kopyacı :)))