Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Siirtli Balıkçı Dubai ve Kuveyt’e Şube Açmaya Hazırlanıyor

Parlak bir zeka, cesur bir yürek sonsuz bir azim ve sabır üstün bir başarıyı getirdi.

Parlak bir zeka, cesur

PARLAK BİR ZEKA + CESUR BİR YÜREK +SONSUZ BİR AZİM VE SABIR= ÜSTÜN BİR BAŞARI!

Bir Siirtlinin başarı öyküsünden söz ediyoruz. 13 yaşında tek başına gurbet ellere giden Baykanlı hemşerimiz Fikret Imal’ın ilginç başarı hikayesi. “Çocuk yaşta tek başıma Siirt’ten çıktığımda hayallerim gerçekten çok büyüktü. Başarıya giden yol hayallerden geçer. Fikret Balıkçılık, çok şükür bugün alanında iyi bir noktaya ulaştı, güvenilir marka oldu. Bu noktaya gelmemin, en başta gelen püf noktası; sıfırdan çok çalışmam ve işimi sevmemdir. Kaliteden ve dürüstlükten asla taviz vermedim. Bunların üstüne girişimcilik ruhum da eklendiğinde alın size başarının ipuçları. Azimli olacaksın, sabredeceksin ve ileriyi göreceksin.”
Çok sayıda ulusal ve uluslararası büyük market zincirlerinin balık ve deniz ürünlerini temin eden İmal, iş felsefesini ve onu başarıya götüren yolun kurallarını böyle özetliyor.
Genç yaşta ticarette büyük bir başarıyı yakalayan İmal hayat hikayesine şöyle başlıyor “30 Haziran 1966, Siirt-Baykan doğumluyum. Ortaokul eğitimimi tamamladığım 1979 yılında, hayatımın geri kalanına yön verebilmek adına radikal bir karar aldım ve tek başıma köyden çıkıp Kurtalan Ekspresi’ne binerek İstanbul’a gittim. Yanımda kimse olmadan, 13 yaşında geldiğim İstanbul’da var olabilmek adına öncelikle geçici işlerde çalıştım. 1980 de İstanbul’dan Yalova’ya taşındım ve Dere İskelesi’ndeki bir balık teknesinde çalışmaya başladım. Aslında hayatımın mesleğine başladığımın pek de farkında değildim. Balıkçılığı sadece, o zamanlar geçimimi sağlamak adına en iyi şekilde öğrenmeye gayret ediyordum.”

BAŞARIYA GİDEN YOLDA ÖNEMLİ BİR KİLOMETRE TAŞI BURSA

Tarihi ve doğal güzelliği 81 il arasında ayrı bir yer olan Bursa genç girişimci Imalın hayatında önemli bir kilometre taşı. Bu güzel şehre yerleştikten sonra kaderi değişti.
İmal Bursada başarı merdivenlerini hızlı bir şekilde tırmanmaya başlaması konusunda şunları anlatıyor “1982 yılının sonlarına doğru Bursa maceram başladı. Elimde meslek olarak balıkçılık vardı. Ben de oradan yürüdüm ve ilk başlarda el arabasında seyyar şekilde şbalık satmaya ı. Haftanın üç günü Reyhan Pazarı’nda diğer günlerde ise Kapalı Çarşı’nın girişinde rızkımı çıkarmaya çabalıyordum. Hiçbir zaman standart bir balıkçı olmadım. Amiyane tabirle ‘sosyete balıkçısıydım’ ve her zaman en kaliteli balıkları ben satardım. Kalite; her zaman hayatımın temelinde yer alan, en değer verdiğim olgudur. Seyyar balıkçılık işim 4-5 yıl devam etti. Büyükşehir Belediyesinin seyyarları kaldırma kararına müteakiben bu sefer de rotamı sabit pazar yerlerine çevirdim. Yaklaşık 10 yıl Osmangazi ve Yıldırım’daki semt pazarlarında faaliyet gösterdim. 1996 yılında ise Nilüfer ilçesi kurulunca kurayla İhsaniye pazarındaki yerimi aldım.”

ÖNEMLİ BİR KARAR VE İLK ADIM

Hedef büyük, yürek cesur olunca seyyar ve sabit pazarlar İmalı tatmin etmiyor. Gözü daha yükseklerde ve önemli bir karar alır ve ilk balık marketini açar. Bakalım bu önemli adımı nasıl anlatıyor “1998 yılında Nilüfer’deki ilk balık marketi ‘Fikret Balıkçılık’ olarak ben hizmete açtım. Talep müşterilerimden geldi. Bana “Biz sadece hafta sonları değil hafta içi de balık almak istiyoruz ve bunun için de çarşıya gitmek oldukça yorucu” dediler. Neticede şu olgu, dünyanın her yerinde geçerli: Şehirlerdeki gelişim hep batıdan başlar. Bursa’da da 1996’da kurulan Nilüfer ilçesi, yıllar itibariyle kentin en gelişmiş, gözde bölgesi haline geldi. Balık marketimde ilk 1-2 yıl beklentilerime tam olarak ulaşamadım.”

HEDEF BÜYÜK OLUNCA HER BAŞARI YENİ BİR BAŞARIYA GEBE OLUR

Kişiliğim gereği çalışmayı çok severim, dolayısıyla günümün bir dakikası bile boşa geçmemeli diyen İmal yeni hedefler belirler. Öncelikle tanınan ve güvenilen bir marka olacaktı. Bu hedef için kolları sıvar daha yoğun bir çalışmaya başlar. İmal “Girişimci yapım sayesinde her zaman işimi daha da geliştirmek için yeni hedefler belirler ve o hedeflere ulaşmak için gayret gösteririm. Seyyar balıkçılıktan sabit pazarlara, kentin en yeni ve hızla gelişen ilçesi Nilüfer’de balık market derken Fikret Balıkçılık markası, kalitesi Bursa’da hızla yayılmaya başladı. Büyük bir kesim kaliteli hizmetimizle tanıştı, en taze ve zengin balık çeşidinin bizde bulunduğu artık akıllara iyice kazındı. Bu noktaya ulaşıncaya kadar verdiğimiz emeğin karşılığını almaktan dolayı çok mutlu olduğumu ifade etmeliyim. Neticede insan, işini en iyi şekilde yapmaya gayret ederse Allah da her zaman onun yanında olur ve destekler. Markamız tanınmaya başladıkça restoranlar, oteller, tedarikçi olmam için görüşmelere geldiler ve balık marketimizden oralara sevkiyat yapmaya başladık. Konseptimiz gereği taze çiğ balığın toptan ve perakende satışını yapıyorduk. Aradan 5-6 yıl geçtikten sonra Sıcaksu bölgesinde açılan Fransız Continent isimli hipermarkete bir balık reyonu kurduk ve bu proje Türkiye’de ilkti. Reyon Fransa’dan geldi, biz de onların isteğine yönelik balık sevkiyatı sağladık.

MARKA MARKETLERLE İŞBİRLİĞİ

Kalite dürüstlük ve iş disiplini her zaman dikkat çeker. Nitekim Fikret balıkçılık market zincirlerin dikkatini çeker ve arka arkaya teklifler gelmeye başlar. İmal” Continent daha sonra Carrefour’a geçti, o arada Real market de açılmıştı. Diğer yandan Fransız yetkililer bize dedi ki; “Bundan sonra branda altından balık getirme devri bitti. Balıklar kapalı kasada ve soğuk zincir bozulmadan gelecek.” Yani işin özeti daha kurumsal bir yapı istiyorlardı. Biz o marketlerle gayet güzel bir çalışma sergilediğimiz, daha da ötesinde şirket olarak level atlamak istediğimiz için istenen her şartı yerine getirdik. Real’e de aynı şekilde balık vermeye başladık. Sonra Nilüfer’de büyük Carrefour açıldı, oraya da balık tedarik ettik. Ardından Kipa, Metro, Özhan, Özdilek derken Bursa’daki belli başlı bütün market zincirlerine Fikret Balıkçılık’ın kaliteli ürünleri verir hale geldik.

36 ÜLKEDEN BALIK İTHALATI YAPIYOR

17 yıl önce balık ithalatına başladık. Hali hazırda 36 ülkeden ithalat yapıyoruz. Örneğin; Norveç’ten somon, uskumru, mezgit, Hindistan’dan kalamar, karides, yine Vietnam’dan 8-10 farklı çeşit balık var ithalatını gerçekleştirdiğimiz. Seyyar satıcılıkla başlayıp Bursa’daki tüm süpermarketlerin balık tedarikçisi olduk, ithalatla da ülkemiz denizlerinden çıkmayan ürünleri müşterilerimizin beğenisine sunuyoruz.

BİR REKOR TÜRKİYENİN EN BÜYÜK ALKOLSÜZ BALIK RESTORANI…
İmalın genç yaşı ve hırsı birleşince başarıda rekorlarda peş peşe gelir. İmal rekorunu şöyle anlatıyor.
“Yaklaşık beş yıl önce restoran işine girdik, Üçevler’de ‘Fikret Balıkçılık’ ismiyle. 528 oturma kapasitesiyle ‘Türkiye’nin en büyük alkolsüz balık restoranı’ diyebilirim. Dünyanın farklı ülkelerinden yatırımcılar, franchising yöntemiyle Fikret Balıkçılık markasını kullanmak istiyor. Bu sebeple iki defa Dubai’ye bir defa da Kuveyt’e görüşmeye gittim. Kuveyt ve Katar’dan da bizi ziyarete geldiler. Bundan sonra yolumuza franchising şeklinde devam etmek istiyoruz. İstanbul ve Türkiye’nin başka illerinden yatırımcı olmak isteyenler de var. Aynı şekilde Almanya, Hollanda ve İngiltere’den talepler geliyor. Bu teklifleri değerlendiriyoruz.

ALTIN DEĞERİNDE TAVSİYELER…

Yaşadığı tecrübeler onu yalnız iş hayatında öne çıkarmamış aynı zamanda kişiliğine de yansımış. Bakın bu tecrübelerin ışığında gençlere neler söylüyor “ Gençlere tavsiyem; öncelikle yaptıkları işi sevsinler, çok çalışsınlar, dürüst olsunlar. En önemlisi de hayatta mücadele etmek için bir hayalleri olsun. Hayatta; çalışmadan, mücadele etmeden, özveri göstermeden, sabırlı olmadan başarı elde edilemez. Oturduğunuz yerden para kazanmak, zengin olmak, ancak filmlerde olur. Her şeyin bir bedeli var, bedel ödemeden başarıya ulaşamazsınız.

“HER DENİZİN BALIĞI YENMEZ”

Rakiplerimizden farkımız şu: Her zaman birinci kalite ürün alır ve satarız. Ürünlerimizin hepsi deniz balığıdır. Balık sadece taze değil lezzetli de olacak. Balık tazedir, olta balığıdır ancak o denizin balığı lezzetli değildir, yağlı değildir, biz onu almayız. Örneğin; Ege balıkları; istavrit, hamsi, palamut, lüfer, kofana, çinekop taze de olsa satmayız. Bunlarda yağ oranı ve haliyle lezzet olmaz. Yani her denizin balığı yenmez. Marmara ve Karadeniz’in balıkları ise çok güzeldir. Fakat bazen balığın merası bile farklı oluyor. Örneğin; Marmara’da bir meranın balığı lezzetli, diğer bir meranın balığı ise lezzetsiz olabiliyor.”
Özetle hemşerimiz İmalın başarı öyküsü yalnız Siirtli gençlere değil ülkemizin tüm gençlerine ilham verecek, örnek alınacak bir öykü.
Yeni Fikret İmalleri görmek dileğiyle.

Seni Gidi Kopyacı :)))