YENİ SİİRT DİYOR Kİ, BİZ BİR YERDE HATA YAPIYORUZ , AMA NEREDE?

Siirt’te düzenlenen sosyal, kültürel ve topluma yönelik etkinliklerde bir yerde hata yapıyoruz. Çünkü bu etkinliklerde; konuklar, görevliler ve hazır kıta olarak tanımladığım etkinliğin düzenlendiği alan veya salon dolmadığı anlarda imdada yetişen kesimler, olan öğrenci ve öğretmenler dışında pek kimseyi göremiyoruz.
Bu etkinlikleri vatandaşlar için yaptığımıza göre burada bir hata veya bir eksik var.Bu durum bana Arapçada çok sık kullandığımız bir deyimi hatırlatıyor; “Beboyu evlendiriyoruz, Bebo çerçilikte “Hikayesi de kısaca şöyle; çok tembel ve iş yapmayan bir kişi olan Bebo istemediği bir kızla evlendirilmek isteyince, düğün gecesi köylere çerçiliğe çıkmış.
Bizde etkinlikleri vatandaş için yapıyoruz, ama vatandaş ortada yok. Tıpkı Zevcü Bebo, Bebo fil itana örneğinde olduğu gibi.
Altını çizerek şunu belirteyim; nasıl tanımlarsak tanımlayalım ister eksik veya isterse hata bu günü mahsus bir şey değil, on yıllardan beri devam eden bir konu. Bu duruma ilişkin olarak geçmişten günümüze kadar yüzlerce örnek vermek mümkün. Kurumlar rencide etmemek için somut örnek vermiyorum. Ancak hepimiz gittiğimiz etkinlikleri şöyle bir hatırlayalım, anlattığım manzara gözlerimizin önünde hemen canlanır.
Etkinlik düzenlenir, alan veya salonun boş kalacağı göz önünde bulundurulur hemen bir öğrenci grubu ve öğretmenler davet edilir. Bazen de, düzenlenen etkinliğin önemine binaen bu durumun gerçekleşmeyeceği gibi bir yanlış düşüncenin hakim olduğu da görülüyor. Ancak yine ilgi gösterilmediği ve kimsenin olmadığı görülünce, etkinliğin başlaması biraz geciktirilerek, törene hazır kıta sevkiyatı yapılır.
Hazır kıtalar etkinliğin durumuna göre, okul öncesi öğrencilerinden başlayarak lise düzeyindeki öğrencilere kadar değişkenlik gösterebiliyor. Hatta duruma göre bazen dini ağırlıklı bir etkinlik olduğu zamanlarda da yatılı Kuran Kurslarındaki öğrenciler davet ediliyor.
Üstelik bu durum yalnız kamu kurumlarının değil, aynı zamanda sivil toplum örgütlerinin düzenlediği etkinliklerde de çok sıkça rastlanan bir şey. Yeri geldiği zaman yüzlerce üyesi olan bir sivil toplum kuruluşunun etkinliğinde bile bir elin parmak sayısını geçmeyen sayıda katılım sağlanıyor. Hatta bir değil birden çok sivil toplum örgütlerinin ortak yaptıkları açıklama ve etkinliklerde de aynı durumu görürüz.
Evet biz bu etkinliklerde bir hata yapıyoruz. Davette mi yanlış bir yöntem izliyoruz? Başka bir yerde mi? Bilemiyorum.
Nedenini ve çözüm yolunu bulmakta Üniversitemizin toplum bilimcilerine düşüyor.