Depremin ayak sesleri geliyor. Hemde her geçen gün biraz daha yakından.
Deprem gerçeği ben buradayım diye feryat ediyor. Bana kulak verin diyor.
Ancak birinci derece deprem bölgesinde olmamıza ve özellikle son yıllarda küçük ölçekli çok sayıda deprem meydana gelmesine rağmen bir türlü uyanmıyoruz.
Sanki uyanmakta istemiyoruz. Galiba gerçekle yüzleşmekten korkuyoruz.
Yine 8-10 katlı yüksek binalar ve yine yeteri kadar zemin etütleri yapılmadan gerekli denetimler gerçekleştirilmeden birbirinin ardı sıra dikilen apartmanlar, daha doğrusu beton bloklar.
İnsanların gökyüzünü görmelerini ve nefes bile almasını engelleyen adeta bir ceza evi hücresini andıran daireler.
Adeta betondan tabutlar satın alarak içerisinde yaşıyoruz. Rant uğruna kendi hayatımızı tehlikeye atıyoruz. Kendi hayatımızın ötesinde geleceğimizi oluşturan çocuklarımızın ve torunlarımızın hayatlarının da tehdit altında olmasına neden oluyoruz.
Bu gün elde edilen bu rant ileri de Allah korusun meydana gelecek bir büyük deprem kat be kat fazlasına mal olacak.
Açacağı manevi yaralar, can kayıpları, sakat kalacak vatandaşlar ve yetim çocuklar.
Allah bir daha yaşatmasın ama bunların hepsini 6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinde bire bir yaşadık.
Özetle depremin ayak sesleri geliyor. Duyuyor musunuz?
Ne zaman uyanacağız? Bu sese ne zaman kulak vereceğiz?
Allah korusun, ama büyük bir felaket yaşadıktan sonra mı uyanacağız?
Umarım bir gün büyük bir felaket daha yaşamadan uyanırız.