Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Gazeteci Yazar Ayhan Mergen Yazdı, “Siirt’te Su Sorunun Yüz Yıllık Geçmişi”

Siirt her yıl olduğu

Siirt her yıl olduğu gibi bu yıl da su sıkıntısı çekmeye devam ediyor.

Öncelikle şunu belirteyim, Siirt tarih boyunca hep susuzluk yaşanan bir şehir olmuştur. İl merkezinde tatlı su kaynağı sıkıntısı var. Açılan kuyularda hep acı su çıkmaktadır. Bunun eski mimari yapı malzememiz olan “cas” tan kaynaklı olduğu tahmin ediliyor.

Bu nedenle kuyu suları temizlik işlerinde kullanılırken içme ve yemek yapımında ihtiyaç duyulan su asırlar boyu bir bölümü il merkezinde diğerleri bağlık alanlarda ki kaynaklardan sakalar aracılığıyla temin ediliyordu.

Çekilen susuzluğa ilişkin bilgileri Osmanlı döneminde ilimizi ziyaret eden bazı seyyahların eserlerinde görmek mümkün.

Ancak, biz o kadar geriye gitmeyelim. Cumhuriyet döneminde kentin susuzluğuna ilişkin ilk kayda 1930 yılların ortasında hazırlanmış resmî bir rapor da görüyoruz.

O tarihlerde Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatıyla İsmet İnönü tarafından hazırlanan meşhur doğu raporunda Siirt’te çekilen susuzluğa değinilmiş.

Raporda Siirt’in devlet yanlısı vatandaşlardan oluştuğuna vurgu yapılarak, çekilen susuzluk nedeniyle trahomun yaygın olduğu açık ve net bir şekilde dile getiriliyor.

Bu arada yine İsmet İnönü’nün başbakanlığı döneminde Siirt için hazırlanan içme suyu şebekesini bu memleket bu kadar parayı harcamaya değmez dediğine yönelik iddiayı da hatırlatayım.

Siirt’te çekilen susuzluğu gidermeye yönelik ilk çalışmayı Demokrat Parti  döneminde görüyoruz.

1952 yılında Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ı Diyarbakır da ziyaret eden aralarında Ahmet Özçelebi ve Lütfü Güldoğanın da bulunduğu üç kişilik Siirt heyetinin istekleri arasında Botan  Hidroelektrik Santrali ve Barajı yapımı ile lisenin kurulması yer alıyor.

Bunlardan lise 1954, Botan Barajı da 1957 yılında hizmete girmiştir. Özellikle Botan Barajının hizmete girmesi büyük bir sevinçle karşılanmış.

Hatta bunun imkansız olduğunu belirtip geldiği takdirde Siirti terk edeceğine iddiaya giren ve gerçekleştiğinde de kenti terk eden vatandaşlarımız olmuş.

Botan barajı faaliyete geçer geçmez geçeleri şehre elektrik sağlayan dev jeneratörler devre dışı bırakıldı.

Ardından mahallelerin belirli sokaklarına emme basma tulumba sistemine benzer bir sistemle çalışan silindir şeklinde demir büyük çeşmeler yerleştirildi.

Vatandaşlar evlerine şebeke suyu çekinceye kadar vatandaşlar su ihtiyaçlarını bu çeşmelerden karşıladılar.

Zamanla evlerde şebeke suyu yaygınlaşınca bu çeşmeler devre dışı bırakıldı. Bu çeşmeler faal olmasa da 1970 li yıllara kadar varlıklarını korudular.

Siirt elektriğin yanı sıra su ihtiyacını buradan karşıladı. 1990 lı yıllarda kentin büyümesi ve buradan gelen suyun motopomplar aracılığıyla ulaştırılmasının maliyeti göz önünde bulundurularak yeni arayışlar başladı.

Bu yıllarda Hesko suyu devreye sokuldu. O yıllarda yapılan açıklamalarda, bu suyun 2025-2030 lu yıllara kadar kentin su ihtiyacını karşılayacağı açıklandı.

Ancak, kentin nüfusunun köyden kente göçler nedeniyle tahmin edilenin üzerinde artması ve özellikle de hat boyundaki köylerle Tillo ve Kurtalan ilçeleri ile bunlara bağlı köylere bu hattan su verilmesi su sorununu tekrar ortaya çıkardı.

Gerek bu beldelerde ve gerekse il merkezinde çok fazla sayıda kişinin bu suları tarımsal üretimde kullanması da sorunu içinden çıkılmaz bir hale getirdi.

Bunun sonucunda tekrar arayışlara başlandı. 2000 li yılların başlarında Kezer isale hattı tamamlandı ve devreye girdi.

Yaklaşık yüz yıl sonra da aynı su sıkıntısı devam ediyor.

Seni Gidi Kopyacı :)))