Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

GAZETECİ YAZAR AYHAN MERGEN YAZDI, “SABAT YA DA YÖREMİZE ÖZGÜ GEÇİTLER”

Kültürümüzün her alanında yaşadığımız

Kültürümüzün her alanında yaşadığımız erozyon doğal olarak binlerce yılın eseri olan mimarimizde de görülüyor.
İlimize özgü yapı malzemesi olan “cas” a veda edeli neredeyse yarın asır geçti. Yaklaşık 70 ila 100 yıl önce casla yapılmış evlerde bir bir yok olmaya devam ediyor.
Bir elin parmak sayısını geçmeyen cas binada uzun kış mevsiminde karın altından bize adeta seslenen Kardelen çiçekleri misali biz buradayız diye seslenmiyorlar tam anlamıyla feryat ediyorlar.
Bu güne kadar yıllara meydan okuduk. Ancak yarın yok olabiliriz. “Yok olmadan bize el uzatın atalarınızın, dedelerinizin mirasını sembolikte olsa koruyup, gelecek nesillere aktarılmasını sağlayın” diye bizden yardım elini geç olmadan uzatmamızı istiyorlar.
Yalnız evler feryat etmiyor. Bu evlerden bazıları ile bütünleşen onların bir parçası olan yöremize özgü altı geçit üstü ev olan “ sabat”lar da bize neredesiniz, bizde yok oluyoruz diye sesleniyorlar.
Yakın zamana yani 40-50 yıl öncesine kadar sayıları onlarla ifade edilen sabatlardan günümüze kadar gelebilenlerin sayısı ancak üç tanedir. Bunlardan ikisi Ulu Cami civarında diğeri ise Batı Mahallesinde Meşayihler Çarşısının üst kısmında yer alıyor.
Üçününde sağlamlık açısından durumları çok iyi değil. Sonbaharda kurumaya başlayan yaprakların en ufak bir rüzgarda bile dalından kopmaları gibi üç sabatta en ufak bir şeyde yerle bir olacaklar gibi görünüyorlar.
Özetle sabatlar bizlere ve yetkililere görevimizi hatırlatıyor ve bize bir an önce el atın diyorlar.
Seçim bizim ya el atıp kurtaracağız ya da bir gün onların yerle bir olduklarını görmeye kendimizi hazırlayacağız. O da üzülmemek ve arkalarından timsah gözyaşları dökmemek şartıyla.

Seni Gidi Kopyacı :)))