Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Ali Savaş Altunç’un Kaleminden Amatör Şiirler

BAYRAK Ne kanlar döküldü

BAYRAK

Ne kanlar döküldü uğruna ey Hak

İmandandır bu yaşananlar muhakkak

Yedi düvel gelse de üstümüze

Bükemez elimizi hiç bir yerde

Senin uğruna verildi nice canlar

Sen olmasan hayat neye yarar

Üstümüze ört kanlı rengini

Sarsın vücudumuzu kefen gibi

Hilalin uğruna canımız feda

Dalgalansın semada daima

Ne kitaplar  yazar tarifini

Ne yazılanlar tamamlar seni

Ey şanlı bayrağım methiyeler az sana

Canlar feda olsun uğruna…

GÖZYAŞI

Ne kadar çok şey sığdırabilirsiniz gözyaşına

Acıyı, kederi, nefret, mutluluğu ve sevinci

Kimi içinçok uzak mesafeyi kısaltır gözyaşı

Kimine çıkmaz yolların hepsi kapalı

Kapalı kapıları açabilir belki bir damla

Kilitli kalbe girmesi zordur belki ama

Bir damla neleri değiştirebilir

Kırılan kalbi tamir edebilir mesela

Nerde bu gözyaşı gören var mı?

Pişman olan bir çift gözde

Gurbete gidene sallanan elde

Kavuşan kollarda mı saklı

Her yerde görün gözyaşını

Ama görmeyin annenizde

Çünkü Anneniz ağlarsa dünya ağlar.

SON DURAK

Hangi durakta beklersen bekle

Son durağın bellidir aslında

Herkes farklı yollardan

Son istasyona gidiyor farkında olmadan

Kimi kalbinde taşır yolcusunu

Kimi yükü hep sırtında

Kimi avaredir ne dünya yansa umurunda

Ne de son durak

KALEM

Kaç kalem yazdı şiir

Hangisi tarif etti seni

Hepsi kırıldı tükendi

Kaç kelam söylendi sana

Hangisi sana ithaf edildi

Hepsi unutuldu gitti

Ey aşk bir sen kaldın

Gerisi silindi gitti

Bazen mecnun da

Bazen şirindeydin

Kara kopeğin gözlerindeydin

Kimsenin göremediği

Kaç kalem kırıldı idam gibi

SAHNE

Aynı şeyleri yazıp durur mu kader

Yoksa yaşayanlar mı aynı roldeler

Hangi sahne neresidir burası Allah’ım

Bu kaçıncı perdedir insan oğlunun

Kimi yamyam, kimi Harun, kimi Karun

Kimi yetim, kimi öksüz, kimi doyumsuz

Herkes rol çalmak peşinde birbirinden

Fakir mütevazi, zengin şükürsüz izinde

Hastanın gözü sıhhat çeşmesinde

Bu nasıl tiyatrodur Allah’ım

Perde içinde perde yüzsüz rollerde

İnsanlar ne yapmak derdinde

NESİL

Bir kuşak gelir geçer

Kimi tarih yazar, kimi keder

Biri savaş yapar, biri olanı yer

Bir nesil neleri değiştirir

Kanla sular toprağı

Bereketler vatanı

Siper olur toruna

Bir nesil miras yedi

Unuttu toprağı kanı

Çorak oldu bakamadı

Çöl etti durdu vatanı

SEV

Bir su damlası gibi

Çöllerin ateşini söndürdüğü gibi

Bir ilaç ol benim için

Dermansız dertlerimin tedavisi gibi

Sev beni

Kimsesiz kaldığımda elim ol

Çaresiz kaldığımda dilim ol

Sevdasız kaldığımda sevdam ol

Sensiz kaldığımda benim ol

Sev beni

Durmaz bilmeyen haykırışım olduğunda

Kimseler duymayıp sen duyduğunda

Kimseler görmez sen gördüğünde

Sev beni

Bir bebeği sever gibi

Bir evlada bakar gibi

Biz özlemi, özler gibi

Bir acıyı, dindirir gibi

Sev beni

18 MART

Günlerden farklı bir gün, aylardan farklı bir ayda

18 Mart’ta tüm dünyanın gözü Çanakkale koyunda

Taarruz eden gaddar saldırıyor Anadolu’ya

Nurlu nefer göğsünü siper etmiş gelecek torununa

Sırası gelen koşmuş cennetteki peygamber ocağına

Ali, Ahmet, Ayşe, Fatma ismi her ne olursa

Babalarımız, analarımız gömülmüş bizim için toprağa

Türk, Kürt, Arap, Laz, Çerkez hepsi olmuş tek yürek

Bir kör kurşunun son durağı bir kanlı gömlek

Acımasız sonu olmamalıydı kınalı kuzunun bu hendek

Sağlam bir yürek ve imanla takılmış keskin süngüler

Şanlı bir seyit onbaşıyla batmış koca gemiler

Bir nefer henüz 18 yaşında 18 Mart’ta nöbet bekler

Kıyamet günümü bugün neden dökülür bunca kanlar

Gaddar düşmanın kanı ayaklar altından akar

18 Mart’ta geldiklerinden daha kötü gittiler

Siperinde bizi düşünen nurlanmış melek

Sen rahat uyu bu bedenler nöbet bekleyecek

Gelecek günler için kendini siper edecek

ŞEHİTLER DESTANI : BİR AMAÇ UĞRUNA

 Hizmetse amaç bu memlekete en güzelini vermeli

Gerekirse bir can değil bin can feda etmeli

Herkes bilir elbette toprağın altı karanlık

Korkma Mehmedim orası bile senin için nurla aydınlık

Vatan uğrunda can vermek işte hakiki ebediyet

En güzel dudaklarla en güzel sözleri söyleyen

İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır diyen

Her şehidi semada güler yüzle bekleyen S.A.S

Her asker kınalı kuzu misali askere gidiyor

Her ananın döktüğü gözyaşını bir melek siliyor

Anam korkma oğlun oldu şehit oğlu şehit

Dedesi gibi yazmış destana son bir beyit

Her tabut üstüne bir al bayrak serildi

Gönüllere hiç kimse bir damla su serpemedi

Çocuklar yetim kaldı gözü yaşlı anneyle

Bu topraklar kanla alındı kansız verilmeyecek

Hiç bir düşman alamayacak bizden ilelebet

Dedem toprağa yazmış kanıyla imzasını

Düşman dayanamamış  görünce kaçmış

Göğsünü siper etmiş aç karın yırtık ayakkabıyla

Tek bir amaç, parola varmış aklında

İman, vatan kuran bayrak aslında.

 MENDİL

 Bir mendil olsun isterdim

Günahlardan kararan kalbimi siliveren

Acı dolu hafızalarımı yok eden

Hiç bitmeyen çaresiz fakirliğimi bitiren

Sevgiliye olan özlemi alıp giden

Bir mendil olsun isterdim

Yetimin göz yaşını silen

Bitmeyen savaşları bitiren

PERDE

Neleri gizlersin bir tül ile

Kavgayı, mutluluğu ve nefreti

Bir günahı mı ötersin kara renginle

Yada ölümü mü gizlersin sessizce

Utanılacak şeyleri örtersin

Kaybedilenleri kaybedersin

Üşüyen evi örter misin üşümesin diye

Ağlayan duvarların siler misin gözyaşını

Bir evin gözlerini gece olunca kapatırken

Bir evde yoksun bile

Zenginden fakire adın değişir

Tek değişmeyen şey evin kefenisindir

Seni Gidi Kopyacı :)))