Özellikle fıstık üretimi ile uğraşanların olumlu tepkilerini aldım. Hepsi bundan dertli ve önlem alınmasını istiyorlar.
Üreticilerin temsilcisi de olan Siirt Üreticileri Birliği Başkanı sevgili öğrencim Şuayip Aslan gönderdiği uzun mesajda teşekkür ettikten sonra önemli ve gözden kaçan bir noktaya değiniyor.
Amerika Birleşik Devletlerinin yıllardan beri devam eden İran ambargosuna dikkat çekiyor.
Bu ambargo nedeniyle İran ürünlerini ihraç edecek ülke bulamıyor. Bu nedenle İran’ın bir çok tarımsal ürünü çürümektedir. Fıstık gibi nispeten daha uzun ömürlü olan ürünlerde depolarda saklanmaktadır.
Fıstıkta işin püf noktası burada ortaya çıkıyor. En iyi saklama koşullarında bile depolanan fıstıkta aflotoksin adı verilen ve kansere yol açan zehirli bir madde gelişiyor.
Yasal olarak ithal edilen ürünler, aflotoksin testi dahil bir çok testten geçirilir. Test aşamalarını geçemeyen ürünlerin ithaline izin verilmez. Nitekim sık sık bazı ürünlerimizin değişik nedenlerle ihraç edilemediğine ve iade edildiğine dair haberleri okuyoruz.
İran fıstığı yasa dışı yollardan yurda sokulduğu için bu testlerden mahrum kalıyor. Bu durumda sağlık açısından güvenirliği tartışmalı hale getiriyor.
Yediğimiz her bir İran fıstığından başta aflotoksin olmak üzere çeşitli zehirlerin vücudumuza girme ve bizi hasta yapma ihtimali var.
İşin acı tarafını yine Aslanın mesajından öğreniyoruz. Aslan yasa dışı yollardan yurda sokulan İran fıstıklarını Gaziantep’te ismini vermediği bir hemşerimiz tarafından yurda dağıtımının yapıldığını belirtiyor.
Eh ne diyelim; ağaç kendisini kesen baltaya seslenirmiş; “Keşke sapın benden olmasaydı.”