Her sorunun çözümü söz konusu olduğunda hemen hepimiz “Aman ben bu işe bulaşmayayım” der bir kenara hatta görünmeyecek bir köşeye çekiliriz. Yani çözüm konusunda bir çaba harcayacağımıza “ben bulaşmayayım” moduna gireriz. Sevsinler bu huyumuzu. Hem de bin kere sevsinler. Sevmesine sevsinler de hepimiz “Sen ağa, ben ağa, bu ineği kim sağa?” Anlayışında olduğumuz sürece bu sorunları kim ve nasıl çözecek sorusunu kendimize sormanız gerekiyor. Bu anlayış sade vatandaşta da var, iş insanların da var, STK yöneticilerinde de var. Kısacası hemen her kesimde bu anlayış hakim. Bir örnek vereyim. Son bir ayda toplumda ki her bir bireyi ilgilendiren çok önemli bir konu diğeri de bir kısım kamu personelinin uygulamadan değilde yasal mevzuattan kaynaklı bir sorunları hakkında görüşlerini almak ve kamu oyuyla paylaşarak çözümüne katkıda bulunabilmek amacıyla kendi alanlarında en üst düzeyde ki dört sivil toplum kuruluşlarının başkanlarını aradım. Görev alanlarına göre her iki sorunu STK başkanlarına ayrıntılı bir şekilde anlattım. Sorunların farkında olduklarını ve mutlaka çözülmesi gerektiğini ifade ettiler. Sorunların farkında olmaları ve çözümü konusunda gayret harcanması gerektiği anlayışında olmaları hoşuma gitti. Ancak bu çok uzun sürmedi. O zaman çözüm konusunda sizin görüşünüzü yansıtayım dediğim de iş değişti. Ama biz bu konuda açıklama yaparsak yanlış anlaşılırızlardan başladılar, ben bu konuya girmeseme kadar binbir bahane ortaya attılar. Bazıları da beni ziyaret edeceklerini ve o zaman açıklama yapacaklarını söylediler.Aradan günler haftalar geçti, ne gelen var ne de giden. Bir kez daha belirtelim sevsinler be bu işe bulaşmayayım huyumuzu.