Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Doç.Dr ŞERİF DEMİR

Şehirlerin Ruhu: Siirt

Şehirler onlarca, yüzlerce belki de binlerce yıllık tarihleri olan yerleşim yerleridir. Bu yerleşim yerlerinin tarihi süreklilik içerisinde coğrafyasına bağlı ve üzerinde yaşayan insanlara göre birikmiş bir kültüre sahip olurlar. Her şehrin kendisine özgü bir havası, kendisine özel bir ruhu vardır. Bu konuda en çok dikkatleri Şanlıurfa- Diyarbakır ve Elazığ çekmektedir. Birbirlerine yakın bir bölgede birbirlerine sınır olan bu üç şehir gezildiğinde aralarındaki farklılıklarıyla birlikte zenginlikleri ve kendilerine özgü o ruhu çok somut hissedebilirsiniz.

Siirt, binlerce yıllık bir tarihe sahip. Şüphesiz bu derinlikli tarih oldukça zengin bir kültürel birikim sağladı. Kendisine özel alışkanlıklar ve sadece Siirt’e ait pek çok özellikler ve güzellikler vardır. Bu durumu yemek kültüründen başlayarak şehirdeki adet ve geleneklere kadar pek çok sahada gözlemlemek mümkündür.

Siirt’in tarihi yerlerini gezdiğinizde bu ruhu çok rahatlıkla görebilirsiniz. Yüzlerce yıla tanıklık eden bu yapıların büyük bir kısmı göçüp gitmiş, gitmeyenler hayatta ve ayakta durmaya çalışıyorlar. Babudarp Camii’nin o yokuşu çıkarken yolun kenarındaki terk edilmiş evlerden geriye kalan taş yığınlarına baktığınızda sadece metruk bir bina mı görülüyor. Yukarıya doğru ilerlerken Ayn Salip çeşmesi eski haşmetli günlerinden çok uzaklarda. Şehre yıllarca hizmet vermiş bu çeşme, mahzun bir halde adeta geçmişin özlemini çekiyor.

Siirt’e “Beyaz Kent” denilirdi. Uzaklardan şehre bakıldığında yeşillikler içerisindeki bembeyaz evler, güzellikleriyle adeta bir inci tanesi gibi parlıyorlardı. Bu gün uzaklardan baktığımızda ne görüyoruz? Şüphesiz yukarıda sözünü ettiğimiz o inci taneleri gözükmüyor. Şehre girerken Veysel Karani mahallesinde ki o devasa konutlar, siteler ve modern yapılar sizi karşılaşıyor. Özellikle son on yılda şehir muazzam bir yapılaşma içerisinde çok büyüdü. Fakat benim gönlüm bu muhteşem yeni yapılarda değil. Ruhum o eski mahallelere akıyor. Orada tarih var, kültür var. Orada Siirt var. Siirt’e özgü kültür var. Siirt’in ruhu var.

Eski mahallelere yönelik kentsel dönüşümden de söz edilmesi de son derece önemli. Henüz hayata geçirilmemiş bu projelerde şehrin tarihi ve kültürüne atıf yapan modern bir anlayışla yatay mimariye ihtiyaç vardır. Geçmişle barışık ve geçmişi geleceğe taşıyacak bu anlayışla Siirt ruhunun yaşatılmasının çok isabetli olacağını düşünüyorum.

Son zamanlarda bu tarihi yapıların bazıları restore edilerek kurtarıldı. Şüphesiz bu restorasyon şehrin geçmişini kurtarmaya yönelik son derece değerli bir girişimdir. Şeyh Nasreddin Konağı ve Eski Vali Konağı restore edilen bu evlere örnek gösterilebilir. Öncelikle Siirt’in ruhunu kurtarmak ve yaşatmak zorundayız. Bu sebeple restore edilen yapılar kullanıma açılmalıdır. İçerisinde sanatsal ve kültürel faaliyetler düzenlenebilir. Çeşitli etkinler yapılabilir. Tekrar şehre açılarak o eskinin ruhu sanatta ve kültürde yaşatılmalıdır. Ayrıca Siirt tarihine ait önemli yapılar tespit edilerek bunların kurtarılmasına yönelik kapsamlı bir çalışma planı yapılmalıdır. Siirt için Ulu Camii çok önemlidir. Son yıllarda bu konuda kayda değer önemli gelişmeler gerçekleştirildi. Restore edilerek eski kimliğine kavuştu. Fakat etrafında aslına uygun düzenlenmelidir.

Bir proje kapsamında eski Siirt mahallelerinde tamamen Siirt’in tarihi yapısına uygun kültürel dokuya göre bir sokak, bir cadde veya bir mahalle yeniden düzenlenmelidir. Halka yönelik ticari ve kültürel yapıların olduğu böyle bir alan, bugünü geçmiş ve gelecekle bağlayacaktır. Şehre yönelik turizmi canlandırarak ilave istihdam alanları açacaktır. Siirt kazanacak, Siirtli kazanacaktır.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Seni Gidi Kopyacı :)))