Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Siirt Yöresinde Yılanla İlgili Çeşitli İnanışlar ve Uygulamalar

Anadolu’da ve Anadolu dışındaki

Anadolu’da ve Anadolu dışındaki diğer Türk topluluklarında yılan, çeşitli halk hekimliği pratikleri ve inanışlarında yer almış ve almaya devam etmektedir. Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesinin Mezra köyünde bir kadın, kuruttuğu yılanları satar. Bu yılanlar, hasta olan kişinin haberi olmadan onun yemeğine karıştırılır. Bu sayede sarılık hastalığının tedavi edileceğine inanılır. Bu inanış ve uygulama günümüzde yaşamaya devam etmektedir (k9). “Azerbaycan’da çocuğu olmayan kadın, içinde yılan gömleği ve kurt kellesi bulunan su ile yıkanınca çocuğu olacağına” inanır.

Siirt’te evliya olarak bilinen karayılanın büyük bir kin ve nefrete sahip olduğuna, ona karışılmadığı müddetçe insanlara zarar vermediğine, ancak kendisine zarar verildiği zaman, muhakkak intikam alacağına inanılır. Genelde bölgede, karayılanın kendisine zarar veren kişinin çocuklarını öldüreceğine inanılmaktadır. Siirt’in Yokuşbağlar köyünde bulunan ve çeşitli hastalıklara iyi geldiğine inanılan su ile ilgili efsanede de suya giren sakat bir yılandan söz edilir. Bu yılan, suya girdikten sonra iyileşmiş ve o günden beri bu su, çeşitli hastalıkların tedavisinde ziyaret edilen mekânlardan biri olmuştur (k10). Yılandan ziyade kutsal su unsuruna vurgu yapılan bu efsanede, yılan efsanenin asıl unsuru değil, yardımcı unsuru hükmündedir. Siirt’te yılan, akrep gibi zararlı hayvanların sokması durumunda ailenin en büyüğü, tuz üzerine bir dua okur. Okunmuş tuz, ev halkının tamamına dağıtılır. Kalan tuz, evin çevresine dökülür. Bu uygulama sayesinde yılan, akrep gibi zehirli hayvanlara karşı aile üyeleri korunmuş olur. Siirt merkezde Şeyh Saad Camii’nin yanında bulunan Şeyh Saad Türbesi, yılan ve akrep sokmalarından korunmak için ziyaret edilir. Türbeye gelenler, türbeden aldıkları tahta parçalarını muska olarak yanlarında taşırlar. Yılan, kılık değiştirmiş bir evliya olarak bilinir.* Gözün daha parlak olması için yılanın değiştirdiği gömlek göze sürülür. Bağgöze köyünde anlatılan bir efsanede ise bu yörede bulunan bir dağa yılan düştüğü ve yılanın düştüğü yere kar yağmadığı, bu yerde ot bitmediği anlatılır. Bir yılanın başı ezilmez sadece yaralanırsa o yılana ay vurduğu zaman yeniden canlanacağına ve yaşayacağına inanılır (k8). Öldürmek için vurulan ancak ölmeyen karayılanın kendisini vuran kişiyi tanıdığı ve onun yoluna tekrar çıktığı söylenir (k8). Yörede karayılan görülürse öldürülür, ancak gri renkli yılanlara ise zarar verilmez. Halk arasında gri yılanın “Eğer insanların beni öldürmeyeceğini bilsem çocukların arasına girer onlarla oynardım” dediğine inanılır (k8). Siirt halk inanışlarında yılan, bir taraftan koruyucu kimliğiyle ön plana çıkarken diğer taraftan onun zehirli bir hayvan olduğuna vurgu yapılır ve çeşitli büyüsel halk hekimliği uygulamaları ile yılan zehrine karşı koruyucu tedbirler alınmaya çalışılır.

 

Seni Gidi Kopyacı :)))