Siirtli Kimdir?

Siirtli kimdir? Bu sorunun cevabı kolay olduğu gibi kendi içinde de çok zordur. Öyleyse bu sorunun kolay cevabına bakacak olursak. Siirt’te yaşayanlardır. Bu coğrafyada doğanlardır. Dedeleri bu şehirde ölmüş olanlardır. Bu sorunun kolay cevabı. Peki Siirt’te yaşayan herkes Siirtli midir? Burada doğmuş olmak, dedelerinin daha evvel bu coğrafyada yaşamış olması Siirtli olmak için yeterli midir? Bu sorulara cevap vermesi çok kolay değil. Bu bölgede doğmuş, dedeleri burada yaşamış ama kendisini bu şehre ait hissetmeyenleri Siirtli kabul edebilir miyiz?

Soruya tekrar dönelim Siirtli kimdir? Siirt, tarihi süreklilik içerisinde sıklıkla göç almış ve göç vermiş bir şehirdir. Siirt’e yakın şehirlerden ve Siirt kırsalından şehir merkezine önemli göçler oldu. Ayrıca çevre ülkelerden farklı gerekçelerle gelmiş ama şehre yerleşmiş olan kimselerin yanında Anadolulunun farklı coğrafyalarından gelerek şehirde çeşitli kamu kurumlarında görev yapan önemli bir nüfus yoğunluğu da var. Peki, Siirtli kimdir? Kökleri Siirtli olup farklı metropollerde yaşayan mı? Farklı coğrafyalardan gelerek bu gün Siirt’te yaşayanlar mı? Kısacası ben bu soruyu şöyle cevaplamak istiyorum. Siirt’i seven, şehrinin gelişmesi için çabalayan, hemşerilerine sahip çıkarak memleketine ve memleketinin insanına yardım edendir. Uzun süredir Siirt’te ikamet ederek Siirt’i kendi memleketi gibi gören kendisini bu topraklara ait hisseden, ataları ve dedeleri uzun süredir Siirt’te yaşamış olan gönlü ve yüreği Siirt için atan kimselerdir. Kim ki bu şehri gerçekten seviyorsa işte O gerçek bir Siirtlidir.

Siirt’ten önemli ölçüde Mersin, Yalova, Bursa ve İstanbul’a göç oldu. Şüphesiz farklı gerekçelerle şehirden ayrılan bu insanlar Siirtliydiler. Fakat o bölgelerde yaşayan ikinci nesil hatta yetişen üçüncü nesil ne kadar Siirtlidir? Bu şehre, topraklarına ve kültürüne ne kadar sahip çıkmaktadırlar. Burada bizlere düşene görevler yok mudur?

Bu güzel şehrimizin ülkemiz geneline bakarak veya diğer şehirlerle karşılaştırıldığında hak etmediği bir yerde olduğu görülmektedir. Siirt’i Batman, Şırnak, Mardin ve Diyarbakır gibi bölge şehirleriyle kıyasladığımızda şehrin yeterince gelişmemiş olduğu kolayca anlaşılır. Siirt’in hak ettiği gelişmişlik ve ekonomik düzeyde olmadığı konusunda bir mutabakat sağlanırsa bu durumun nedenlerini daha sağlıklı konuşabiliriz. Biliyoruz ki bu konuda onlarca toplantı ve yüzlerce rapor hazırlandı. Fakat neden şehrin bu makûs talihi tam manasıyla değişmedi. Benim üzerimde durmak istediğim husus, mevcut durumu bazı mazeretlere sığınarak kabullenmenin ne kadar yanlış olduğudur. Çünkü öncelikle Siirt’te insanlardan başlayarak şehrin sahip olduğu potansiyeller üzerinden şehri daha ileriye nasıl taşıyabiliriz konusuna odaklanmak gerekir.

Şehrin insan potansiyeli, coğrafi avantajları, ekonomik koşulları ve idari özellikleri kapsamlı incelenerek, irdelenerek detaylı analizleri yapılmalıdır. Bu sahada mesafe alabilmek için bu konuyu belirli kurumlara, şahıslara veya şehrin ileri gelenlerine havale etmekten kaçınarak bizzat sahiplenmek gerekir. Unutmamak gerekir ki bu süreçte hepimize çok önemli görevler ve sorumluluklar düşüyor. Kimin himmeti milletiyse o tek başına bir millettir. Kimin derdi, önceliği ve sevdası şehriyse o tek başına bir Siirt’tir. İşte gerçek Siirtliler bu şehrin gelişmesini ve daha da ileriye taşınmasını kendisine dert edinmiş olanlardır.